“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.”
A.designer insanları olarak bizler, fiziken İstanbul, Ankara, Yunanistan gibi farklı yerlerdeyken bir parçamız şimdilerde Çanakkale’de. Hem şehirde yeniyiz hem de yolcuyuz.
Muhteşem hikayeler başlatmak, çoktan başlamış hikayeleri duyurmak, yaymak, parlatmak için yeni bir yayın başlattık; Az Gittik Öz Gittik. Başka hikayelerden edinilmiş deneyimleri pür dikkat dinlerken, kendi deneyimlerimizi de ilhamlanmak isteyenlere ulaştırmak istedik.
Tek bir soru aldık yanımıza ve Kazdağları’na doğru bir yolculuğa çıktık.
Henüz soruyu paylaşmayacağız. Soruyu bulmak için bir süre bu yayının cevaplarını takip etmenizi isteyeceğiz. Az Gittik Öz Gittik isimli bu yayın; kahvenizi yudumlarken okumalık, keşif ve öneriler içeren, bol fotoğraflı bir A.log yayını. Yazının ruhuyla eşleşen parça önerimiz; Santi& Tuğçe’den-Aşk Gibi. Uğradığımız mekanlar ve mekanlara ruh katanlara dair bu yayını hazırlarken, yolculuğa dair video görüntüleri de A.designer instagram sayfamıza iliştirdik.
Kazdağları’nda ilgimizi ve odağımızı çekmeyi başaran dört mekan kaydetmiştik.
Ziyaretlerimizde de bunu onlara açıkça belirttik. DAMDA Ahmetçe, rotamızı bu köye çevirmemizi sağlayan farklı bir yerdi. Ahmetçe Köyü, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı, Asos’a oldukça yakın, Kazdağları’nda bir köy. Köyün popülerliğini giderek artmakta. Kendine has ruhu ve dokusu olan bir yer. Köyün meydanına ulaştığımızda ilk durağımız AKIDA Ahmetçe oldu. Başak Hanım ve annesinin samimiyetiyle karşılandık, muhabbetleriyle ağırlandık ve keyifle uğurlandık.
Gıda Mühendisi Başak Hanım’ın özenle oluşturduğu mekan AKIDA’nın üst katından. Güvenilir ve temiz gıdaya erişimin öneminin giderek arttığı bugünlerde, gönül rahatlığıyla yemeğimizi yedik ve alanda dinlendik. AKIDA’nın Ankara’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Ahmetçe Köyü’ne bir yolculuk hikayesi olduğunu öğrendik. Zamanın bir evresinde tekrar bir araya gelmek temennisi ile AKIDA’dan ayrılırken, masada duran ve göze ilişen “İnsanın Anlam Arayışı” kitabı oldu.
Ve DAMDA’yız. Sahiden burası rotamızı Ahmetçe Köyü’ne çevirmemizi sağlayan yerdi. Zamansız Doğadan…
DAMDA, mimar ve fotoğraf sanatçısı bir çiftin eseri. Orada karşılaştığımız en özel eser ise Maya:)
Derya Hanım ile sohbetimiz de çok keyifliydi. Siz karşılaştıklarınıza (bir yazı, bir kitap, bir pano vb) ne kadar anlam atarsınız? Çocukların seçip önümüze getirdiği kitap “Hayatımız Senaryo” kitabıydı. Derya Hanım ile aynı anda göz göze geldik ve güldük.
Civarda tatil yapanların, kitabı kalmadığında gelerek buradan temin etmesi ne güzel. Doğal dokularıyla etkileyici Buldan’s marka ürünlerde özenle yerleşmişti.
Kitabın, kahvenin, dokunun, ruhun olduğu her mekan çok anlamlı.
DAMDA böyle bir yerdi. Belki sonbaharda atölyeler için buraya yeniden geliriz temennisi ile oradan da ayrıldık.
Her deneyimin kişinin kendisine ve o an’a özgü olduğunu daha yoğun hatırda tutmak gerek belki de. Ahmetçe’ye gittiğimiz günün öncesinde maalesef acı bir olayın yaşandığını yolda öğrendik.
Ahmetçe Köyü’nde ziyaret etmeyi düşündüğümüz bir diğer yeri de o gün ziyaret etmenin pek uygun olmayacağını düşünerek ayrıldık. Kayalar’a doğru yeniden yola düştük.
Kayalar’da akşam üzeri kısa bir tur sonrası ulu bir çınar ağacının gölgesinde dinlendik.
Sipariş verirken, yine orada da belirttik mekanı Instagram’da görüp, çok beğenip kaydettiğimizi.
Aldığımız cevap şahaneydi. Kurtuluş Bey; “bende burayı Instagram’da görüp, beğenip, çalışmak için geldim” dedi:)
Avlu’ya girdiğimiz andan ayrılışımıza kadar (epey kaldık) sahici bir içtenlikle bizimle ilgilendi kendisi. A.designer olarak deneyim tasarımı yöntemimizi oluşturan “karşılama-ağırlama ve uğurlama” sürecine örnek gösterilebilecek bir deneyimdi.
Yayınımızı okuyarak, deneyimimize eşlik ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Yazı, fotoğraf, video ile aktarım bir çeşit anları dondurmakken, bu yolculuğa özel videomuzu da adesigner.co instagram sayfamızdan izlemeyi unutmayın!
Yeniyi hayal edebilenlere!
Sevgilerimizle.
Comments